ÇANAKKALE DENİZ VE KARA SAVAŞLARI VE FOTOĞRAFLARI
 
1.DÜNYA SAVAŞI VE ÇANAKKALE DENİZ VE KARA SAVAŞLARI VE FOTOĞRAFLARI
1.DÜNYA SAVAŞI VE ÇANAKKALE DENİZ VE KARA SAVAŞLARI VE FOTOĞRAFLARI  
  02***1.DÜNYA SAVAŞINA GİRİŞ NEDENLERİMİZİN TARİHLERİ İTİBARİYLE GELİŞİ.
  06***25.NİSAN.1915 VE 06.AĞUSTOS.1915 ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARININ CEPHELERİ VE SAVAŞIN SEYRİ
  07***ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA İLAHİ YARDIMLAR
  08***ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA UNUTULMAZ OLAYLAR
  09***1.DÜNYA VE ÇANAKKALE SAVAŞLARI OSMANLI VE MÜTTEFİKİ ÜLKE FOTOĞRAFLARI(01-790)
  10***1.DÜNYA VE ÇANAKKALE SAVAŞLARININ İNGİLİZ VE MÜTTEFİKİ ÜLKELER FOTOĞRAFLARI(01-369)
  11***İTTİFAK KARTPOSTALLARI(01-216)
  12***MÜTTEFİK KARTPOSTALLARI(01-17)
  ***ZİYARETÇİ DEFTERİ
06***25.NİSAN.1915 VE 06.AĞUSTOS.1915 ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARININ CEPHELERİ VE SAVAŞIN SEYRİ

25.NİSAN.1915 VE 06.AĞUSTOS.1915 ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARININ CEPHELERİ VE SAVAŞIN SEYRİ

SEDDÜLBAHİR ÇIKARMASI


25.NİSAN.1915 


İtilaf kuvvetleri,Türk birliklerinin asıl kuvvetlerinin iç bölgelerde,düşman gemilerinin top menzilinden uzakta
olmalarından dolayı kıyılarda tutunabilmişler ancak ileriye iç bölgelere ilerleyememişlerdir.
Ayrıca Saros Körfezi’ne İngilizler, Kumkale ve Beşike’ye,Fransızlar sahte çıkarma harekatları düzenleyerek
Türk kuvvetlerini buraya bağlayıp Gelibolu yarımadasına kuvvet gönderilmesini engellemek istemişlerdir.
Bu sahte saldırılar Türk kuvvetleri tarafından püskürtülmüştür.25-26 Nisan Seddülbahir kıyı muharebelerinde
düşman hedefine ulaşamayınca 28 Nisan’da Krithia(Şimdiki Alçıtepe) Köyü’nü ele geçirmek için tekrar saldırdılar.
Seddülbahir’deki  düşmanı denize dökmek için 1-2 ve 3-4 Mayıs geceleri  Türk kuvvetleri taarruza geçtiysede
başarılı olunamamıştır. Türk taarruzlarının hemen ardından düşman kuvvetleri Seddülbahir bölgesinden içerilere girmek,
Kirte'yi almak için ikinci defa saldırıya geçtiler. Bu saldırılara 2. Kirte Muharebesi denir. Ancak 6-7-8 Mayıs tarihlerinde 
yapılan bu taarruzlarda da hedeflerine ulaşamamışlardır.Arkasından da 4-6 Haziran’da 3.Kirte Muharebesi cereyan ettiyse  de
düşman yine başarılı olamamıştır. Düşman 21 Haziran’a kadar yaptığı taarruzlarda Türk cephelerini yağmalamıştı.
Bunun üzerine hem daha fazla donanma desteğini sağlamak hem de Türk cephelerini parçalamak düşüncesi ile
21-22 Haziran 1915’te Kerevizdere bölgesine taarruz ettilerse de başarılı olamadılar.Bunun üzerine düşman denize yakın olan
Zığındere Mevkii’nde Türk mevzilerine 28-29 Haziran’da taarruz etti.Ancak yine bir sonuç alamadı. Türk kuvvetleri bu bölgede
 2 Temmuz’da karşı bir taarruz yaptı, ancak  başarılı olunamadı ve geri çekilmek zorunda kalındı. Düşman bu taarruzlara
cevap olarak 12-13 Temmuz’da Kerevizdere’ye ikinci kez taarruza geçti,fakat bu kez yine Türk ordusunun güçlü direnişi ile karşılaştı.
6-7 Ağustos günleri Seddülbahir bölgesinden Arıburnu bölgesine Türk kuvvetlerinin  kaydırılması için Kirte istikametinde
yine saldırmış oldukları halde başarılı olamadılar.İngiliz genel kurmayı Deniz kuvveti ile boğazı geçemeyeceklerini anladıktan
sonra amaçlarına kara muharebesi ile ulaşma denemesine karar vermiş ve bu yolla 25 Nisan 1915 sabahı çıkarma harekatına
başlamışlardı. Bu maksat için görevlendirilen İngiliz ve Fransız kara kuvveti irili ufaklı 84 taşıt gemisi ile Gelibolu yarımadası
kıyısına çıkarılacaktı.Bu kuvvet 63 bin İngiliz,12 bin Fransız askeri,  değişik cins ve çapta 140 topla desteklenmiş,
6 tümen ve 1 piyade tugayından oluşuyordu.
Doğu Akdeniz Seferi Kuvvetleri Baş Komutanı General İan Hamilton, Çanakkale’de asıl çıkarma yeri olarak Seddülbahir ve yakın
çevresindeki kıyıları seçmişti. Bu bölgenin taktik derinliklerini Alçıtepe bloğunu bir hamlede ele geçirmek ve boğazdaki
Türk topçusunun üzerine çöken etkin bir kıyı başı mevzii tutmak istiyordu. Bölgedeki harekat Alçıtepe’den sonra birkaç yönlü
gelişmelere tâbi olacaktı.Dağınık Türk kuvvetlerini çiğneyip Alçıtepe plan hedefine varabileceğini düşünmek doğaldı,fakat bu
mümkün olmadı. Çünkü bu saldırılar Türk kuvvetleri tarafından mükemmel bir şekilde püskürtüldü ve düşmanların bu saldırılarına
böyle bir karşılık alacağı hiç mi hiç akıllarına gelememişti.
ARIBURNU ÇIKARMASI 25.04.1915                                                                                                                                                                                                                           
5. nci Ordu Komutanı Alman General Limon Van Sanders’in kişisel değerlendirmesi ve savunma planlarına uyularak
Arıburnu bölgesi Seddülbahir’de olduğu gibi,zayıf kuvvetlerle müdafa ediliyordu.

Yarbay Şefik(Aker)’in komutasındaki 27 nci
Alay’ın Binbaşı İsmet’in komutasındaki 2 nci Tabur bu bölgeyi  savunmakla görevlendirilmişti.
Çıkarma yapacak Anzak Kolordusu Komutanı General William Birdwood’un planı;çıkarmaya müteakip,
Kocaçimen-Conkbayırı-Kemalyeri-Kavak Tepe-Kabatepe hattını ele geçirmekti.Çıkarma Kabatepe Bölgesine planlanmıştı.
25 Nisan 1915 sabahı,muhripler karaya çıkacak Anzak askerlerini taşıyan tekneleri Kabatepe’nin 1.250 metre açığında bıraktılar.
Akıntı veya rüzgar nedeni ile(İlahi Yardımlar bölümü rüzgarla gelen ilahi yardımlar 1. bölümünü okuyunuz.) İlk çıkarma dalgası
hedeften saptı,planlanan yerin 1.500 metre kuzeyine, yani Arıburnu sahiline,sonradan Anzak Koyu olarak adlandırılan koya yanaştı.
Yanlış sahile çıkan Anzak askerleri şaşkınlık içinde idiler.Etrafı yüksek tepelerle çevrili bir alanda sanki kapana sıkışmışlardı.
Türk tarafı da düşmanın bu sahile çıkacağına ihtimal vermemiş, bu nedenle sahil zayıf bir kuvvetle savunuluyordu.
Az sayıdaki Mehmetçiğin şiddetli ve isabetli ateşleri ile kıyıya ilk çıkan bu düşman birliğinin tamamına yakını imha edildi.
İlerleyen saatlerde,donanmanın topçu ateşi desteğinde kıyıya çıkabilen çok sayıdaki düşman kuvveti; sayıları azalan,
takviyelerin gelememesi ve cephanelerinin bitmesi üzerine çaresiz kalan askerlerimizin Conk Bayır’ına çekilmeleri üzerine,
Arıburnu Sırtı’nı(Kanlı Sırt’ı,Kırmızı Sırt’ı ve Cesaret Tepe’yi) işgal ettiler.
Gün ağarırken Arıburnu istikametinden top seslerinin gelmesi üzerine 19 ncu Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal,
bir çıkarma yapıldığını anlayarak durumu Ordu Komutanı Alman General Limon Van Sanders'e bildirmişse de bir cevap alamadı.
Durum çok kritikti,sahilde çok zayıf gözetleme ve koruma birlikleri olduğunu düşünerek ve geniş bir sahile yayılmış 27 nci Alay’ın
da çok zayiat verdiği haberlerini alınca düşmanın Conkbayırı-Kocaçimentepe hattı ve uzantısını(Sarı Bair)  ele geçirmesi halinde telafisi
mümkün olmayacak durumlarla karşılaşılacağını düşünerek, Ordu’dan emir gelmemiş olmasına rağmen inisiyatifini kullanıp bütün
sorumluluğu yüklenerek,

Yarbay Hüseyin Avni’nin komuta ettiği(Şaheser Alay)57 nci Alay’ı bir batarya ile Kocaçimentepe
istikametinde harekete geçirdi. Kendisi de durumu izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında,kıyının gözetleme ve korunmasıyla görevli 
erlerin çekilmekte olduklarını gördü.
Mustafa Kemal,çekilen erlere:
“- Niçin kaçıyorsunuz? dedim.
  - Efendim düşman! dediler.
  - Nerede?
  - İşte,diye 261 Rakımlı Tepe’yi  gösterdiler.
Gerçekten düşmanın bir avcı hattı 261 Rakımlı Tepe’ye yaklaşmış ve çok rahat bir şekilde ilerliyordu. Şimdi durumu düşünün.
Ben ,erler on dakika dinlensin diye kuvvetlerimi bırakmışım. Düşmanda bu tepeye gelmiş. Demek ki düşman bana benim erlerimden daha yakın.
Düşman benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecektir. Kaçan erlere:
 - Düşmandan kaçılmaz,dedim.
 - Cephanemiz kalmadı,dediler.
 - Cephaneniz yoksa,süngünüz var dedim ve bağırarak bunlara süngü taktırdım;yere yatırdım.Aynı zamandaConkbayırı'na doğru ilerlemekte
olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradı'nın "Marş" "Marş"la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitini
geriye saldırdım.Bu efrad süngü takıp yere yatıncı düşman efradı da yere yattı.Kazandığımız an bu andır.
Mustafa Kemal,karşı taarruza geçen birliklerin komutanlarına şu tarihi emrini vermişti.“Ben size taarruzu emretmiyorum,ölmeyi emrediyorum.
Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir."
27 nci Alay’ın birlikleriyle takviye edilen 57 nci Alayı’ın yaptığı taarruz ve süngü hücumları sonucu,Anzak kuvvetleri çareyi kaçmakta buldular.
Anzak Kolordusu Komutanı Korgeneral William Birdwood’un bütün planları alt üst olmuş,koca ve güçlü Anzak Kolordusu,dar bir kıyı bölgesinde
bir kargaşa içinde üst üste yığılıp kalmıştı. Anzakların moralleri çökmüş,ümitleri sönmüştü.Bu tarihten itibaren,harekat, 1915 Ağustos’una
kadar dört ay süre ile Conkbayırı-Kocaçimentepe-Kabatepe bölgelerinde,tarafların karşılıklı taarruzları ve bilhassa geceleri yapılan
süngü hücumları ile boğaz boğaza yakından boğuşmak suretiyle çok kanlı çarpışmalarla geçti.
Seddülbahir’de olduğu gibi Anzak Kolordusu da taarruz hedeflerine varamamış,çıktıkları yerlerden ancak 3-4 kilometre kadar bir arazi kesimini
ele geçirmek imkanını bulabilmişler ve muharebenin sonuna kadar bu mevzilerde kalmışlardır.
25 Nisan’da 9 ncu ve 19 ncu Tümenler düşmanı denize dökmeğe muvaffak olamamışlarsa da ilerlemesine  de meydan vermemişlerdi.
19 Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan günkü duruma müdahale etmesi ve 57 nci Alayın taarruzu,Çanakkale
Muharebesi’nin kaderine ve sonucuna da çok etkili oldu. Bu hususta İngiliz harp tarihi yazarlarından General Oglander, Çanakkale Savaşı
ile ilgili yazdığı eserinde,Yarbay Mustafa Kemal’in bu müdahalesiyle ilgili yazısının sonunu şöyle bağlamaktadır.“19 ncu Tümen Komutanı
Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915’te Arıburnu civarındaki durumu derhal kavramış olmaları ve inisiyatifini kullanarak
57 nci Alay’la yaptığı taarruz, Çanakkale Muharebesi’nin sonucunu tayin etmiştir.Bir tümen komutanının üç ayrı yerde,kendi inisiyatifi
ile giriştiği hareketler sonucu bir savaşın ve hatta bir ulusun kaderini değiştirecek yücelikte bir zafer kazandığı tarihte pek az görülür.”                        
SUVLA ÇIKARMASI  06.AĞUSTOS.1915                                                                                              
25 Nisan 1915 gününden,Ağustos ayı başlarına kadar geçen süre içinde müttefik kuvvetlerin gerek Seddülbahir ve gerekse Arıburnu
Cephelerinde başarısız olmaları ve boğazı geriden düşürme imkanı bulamamaları sonucu,General Ian Hamilton,Türk ordusunun
gerilerine sarkmak ve onu çember içine alarak yok etmek için Büyük ve Küçük Kemikli arasındaki Suvla sahillerine kuvvet çıkararak,
Anafartalar bölgesinde üçüncü bir cephe açmaya karar verdi.
Seddülbahir’de altı yere yapılan çıkarmalardan önemli dersler alınmış,bu defa 8-10 asker taşıyan küçük tekneler yerine her biri 500 asker
ve 60 hayvan,top ve malzeme taşıyan özel çıkarma araçları yaptırılmıştı. Suvla Çıkarması tarihte o güne kadar yapılmış olan en büyük amfibi
çıkarma harekatı olacaktı.
Suvla‘ya çıkarma yapan 9 ncu İngiliz Kolordusu’nun hedefi,Anzak Kolordusuyla koordineli olarak yapılacak bir taarruzla,Conkbayırı ve
Kocaçimentepe blokunu ele geçirmek ve buradan ilerleyerek boğaza hakim olmaktı.9 ncu İngiliz Kolordusu birlikleri 6-7 Ağustos
gecesinden itibaren bölgeye çıkmaya başladı. Suvla’ya çıkan 22 İngiliz taburu,karşılarında 3-4 tabur kadar Türk   kuvveti bulunduğu halde
ilk iki gün hemen hemen hiçbir şey yapmadılar,oturup dinlendiler, destek  birliklerinin gelmesini beklediler.İlk 24 saatte Suvla’da
pek fazla bir değişiklik olmadı.  İngiliz birlikleri sahilden ancak 2-3 km. kadar içeri girebilmişlerdi. Düşmanın bu hareketsizliği,
ihtiyat birliklerimize süratle bu bölgeye yetişip,duruma müdahale etme fırsatı vermiştir.                                                                                                                                                                                                                                                                         ANAFARTALAR   MUHAREBESİ                                                                                                                                                                                                                                                                                
Ordu Komutanı Liman Van Sanders, Mustafa Kemal’i 8 Ağustos 1915 günü saat 21.45’te Anafartalar Grup Komutanlığına atadı.
Böylece Anafartalar bölgesinde toplanan bütün birliklerin komutası Albay Mustafa Kemal’e geçti.
Mustafa Kemal,9 Ağustos sabahı, Suvla’ya çıkarma yapan 9 ncu İngiliz Kolordusu’na karşı, 7 nci ve 12 nci Tümenlere karşı taarruz emri verdi.
Her iki tümenin de taarruzu başarılı oldu ve İngiliz birlikleri bu karşı taarruzla geriye püskürtüldüler. Bu harekat sonunda Mustafa Kemal,
“Gerçekte düşmanın bir kolordusunu zayıf bir tümenimle Kireçtepe-Azmak arasında yenmiş, Tuzla Gölü’ne kadar takip ederek
orada  tesbit  etmiştim.Demiştir.                                                                                                                                                                                                  
CONKBAYIRI MUHAREBESİ 
Komutanı 9 ve 10 Ağustos geceleri Anafartalar grup komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal,takviyeli 8 nci Tümen’e,Anzak Kolordusu’na
baskın tarzında taarruz emri verdi. Taarruz gecikiyordu.Derhal yanındakilerle birlikte hücuma girecek askerin önüne geçti.
Cesaret verici,teşvik edici kısa bir konuşmadan sonra“Benim kırbaç sallayarak vereceğim işaret üzerine hemen,hepiniz düşmana
atılacaksınız”emrini verdi.Çok kısa bir zaman sonra kırbacını sallamasının ardından subaylar, erler tereddütsüz bir şekilde düşmana saldırdılar.
Bu esnada bir şarapnel parçası Mustafa Kemal’in göğsüne isabet etti.Parçalanan bu saat Büyük Komutan’ın hayatını kurtarmıştır.
Anzak Kolordusu’nun Komutanı General William Birdwood, Conkbayırı Muharebesi’nde Mustafa Kemal’in karşısında kolodusunu
bizzat yönetiyordu.Fakat gücü Mustafa Kemal’e yetmemişti. (General Birdwood,Atatürk’ün cenaze törenine 73 yaşında ve hasta olduğu halde katılarak ona takdir ve hayranlığını ortaya koymuştur.) Bu muharebede düşman binlerce ölü ve yaralı vermiş,binlercesi de esir olmuştur.
Çanakkale Savaşı’nın en kanlı muharebelerinden biri olan Conkbayırı Taarruzu sonunda Anzak birlikleri geri atılmış,
Kocaçimen-Conkbayırı hattı emniyet alınmış,Anzak Kolordusu taarruz gücünü kaybetmiştir.
Anafartalar Muharebesi’nde ise İngilizlerin kesin sonuç umdukları kuşatma harekatı Türklerin başarılı savunma ve
karşı taarruzları ile başarısızlığa uğratılmıştır.Bu iki muharebede 50.000 kişilik iki düşman kolordunun verdiği zayiat 18.000’dir.
Diğer bölgelerde olduğu gibi Anafartalar’da çekilme tarihi olan 20 Aralık 1915 gününe kadar harekat mevzi muharebesine dönüştü.
İngilizler 21-22 Ağustos’ta, ikinci kez Anafartalar’da ve 27 Ağustos’ta, Kayacık Ağılı’da teşebbüs ettikleri taarruz denemeleri yine hüsranla sonuçlanmıştır.
Türk askerinin kahramanlık destanları yarattığı ve ölüm-kalım savaşı verdiği Çanakkale Savaşı sonunda,
İtilaf Devletleri ne denizden ne de karadan boğazı geçemeyerek yenilgilerini kabul etmiş,zaferi Türk süngülerine teslim etmek suretiyle
20 Aralık 1915’te Arıburnu ve Anafarta’dan,9 Ocak 1916’da da Seddülbahir kesiminden tamamiyle çekilmişlerdir.
SONUÇ:Çanakkale savaşları 1. Dünya Savaşında Türkiye'nin çarpıştığı Kafkas,Süveyş Kanalı,Irak,Suriye,Filistin,Hicaz,Yemen,
Romanya, Makedonya ve Galiçya  cephelerinden sadece biriydi.     Türk kara ordusu,savaş araç ve gereçleri bakımından çok zayıftı.
Burada görev alan Türk deniz kuvvetleri, 1911-1912 İtalyan ve 1912-1913 Balkan savaşlarında yıpranmış durumdaydı.
Savaş sırasında Türkiye, müttefiklerinden beklediği yardımı göremedi.Sadece Alman subayları, Türk subayları yanında görev aldılar.
Avusturya'nın yardımı,iki bataryadan ibaret kaldı.Müttefiklerimizden beklenen silah ve malzeme yardımı sağlanmış olsaydı savaşın
sonucu çok daha farklı olabilirdi.

Çanakkale savaşları,8,5 ay sürdü. Türk ordusunun karşı koymasıyla, Çanakkale, Irak, Filistin cephelerinde bir milyona yakın
İngiliz ve Fransız askeri,batıdaki ana cephelerinden uzak tutulmuş oldu. Savaşlar,iki taraf için de büyük kayıplara sebep oldu.
İtilâf devletleri,Çanakkale'ye önce 70.000 kişi göndermişlerdi. Sonradan bu kuvvet 500 bin kişiye çıkarıldı.Bunun
421.000'i İngiliz ve Sömürgeleri 79.000'i ise Fransız ve Sömürgeleri askerlerinden meydana gelmişti.İngiliz ve sömürge
askerlerinin kaybı 43.000 i ölü ve kayıp,72.000 i yaralı,90.000 i hasta olmak üzere toplam 205.000 kişidir. 
Fransızların kaybı 10.000 ölü ve kayıp 17.000 yaralı ve 20.000 hasta olmak üzere toplam 47.000 kişidir.
Türklerde ise 55.127 kişi bizzat cephede savaşarak şehit olan,100.177 kişi yaralı,10.067 askerimiz kayıp,
21.498 askerimiz cephelerde hastalanarak şehadet mertebesine eren ve 64.440 askerimiz ise hastalanarak hastanelere
sevkedilen olmak üzere toplam 251.309 askerimizin 86.692 si şehit olmuş ve
164.617 askerimiz ise yaralı ve hasta olarak bu savaştan gazi ünvanıyla şereflenmişlerdir.Çanakkale'de dini ve vatanı uğruna
canını seve seve feda eden şehitlerimize ve bu savaşta gazi olup bugün hayatta olmayan tüm ecdadımıza Yüce Rabbimiz Allah(C.C.)'den rahmet diler,
Çanakkale Savaşındaki iman gücünün şuuru yüce milletimizde devam ettiği müddetçe Türk milleti güçlü ve saygın bir millet olarak kalıcılığını           
sonsuza kadar devam ettirecektir.  
 

 
   
Facebook beğen  
 
 
SİTE ADRESİM  
  dardanel1915.tr.gg  
e-mail Adresim  
  erolsimsek53@yahoo.com.tr  
Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
[code] [/code] Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol